Kocaeli coğrafyasının büyük bölümünü; kuzeydeki Kocaeli Yarımadası’nı kaplayan plato ile bunun üzerindeki küçük tepeler ve güneydeki Samanlı Dağları oluşturmaktadır.
İlin kuzeyini oluşturan Kocaeli Yarımadası, jeolojik devirlerde birçok kez sular altında kalmış, sonra tekrar kara haline gelmiştir. Çukur alanları denizin basması sonucu İzmit Körfezi oluşmuştur.
Kocaeli ili, Marmara Denizi’nin bir uzantısı olan ve çöküntü havzası konumundaki İzmit Körfezi tarafından, Kuzey Anadolu Fay Kuşağı boyunca ikiye ayrılmış ve kuzeyde Kocaeli Yarımadası ile güneyde Armutlu Yarımadası’na ait yükseltilerle çevrilmiştir.
Bu nedenle Kocaeli, morfolojik özellikler itibari ile kuzeyde Kocaeli Yarımadası, güneyde Armutlu Yarımadası ve merkezde İzmit Körfezi olmak üzere üç kısımdan oluşmuştur.
Kocaeli’nin güney kesimini, doğu-batı doğrultusunda uzanan ve yüksek bir kütle oluşturan Samanlı Dağları’nın orta bölümü meydana getirir. İzmit Körfezi ile İznik Gölü, kısmen de Sakarya Nehri arasındaki su bölümü sahasını teşkil eden bu bölüm çeşitli yüksekliklerdeki platolardan oluşur. Özellikle 1602 rakımlı Kartepe, Karlık Dağı (892 m), Dikmen dağı (702 m) ve Naldöken Dağı (1125 m) gibi önemli yükseltileri ile ilin kuzeyinde yer alan Kocaeli Yarımadası morfolojisinden farklılıklar gösterir.
Kocaeli’de, dağlar toplam alanın %18,8’ini oluşturmaktadır. Samanlı Dağları, Armutlu Yarımadası’ndan başlayıp, güneybatıdan il alanına girer. Bu dağlar, batı-doğu doğrultusunda uzanır. 130 km uzunlukta, 30 km genişliğindedir. Kocaeli’nin Samanlı Dağları kesimi ormanlarla kaplıdır. Genellikle dağların yukarı kesimleri iğne yapraklı ağaçlarla, aşağı kısımları geniş yapraklı ağaçlarla kaplıdır. Denize yaklaştıkça Akdeniz İkliminin bitki örtüsüne (maki) rastlanır. İlin sahil bölgelerinde meyve, sebze ve zeytincilik hâkimdir.
Samanlı Dağları mitolojisi
Samanlı Dağları, eski Bithynia ile Mysia’nın sınırını oluştururdu ve Antik Çağ’daki adı Arganthonios idi. Ksenodokhion’dan (Yalova) Kios’a (Gemlik) uzanan yol Samanlı Dağları’nı aşmaktaydı. Yol üzerinde bulunan Pythia (Yalova’ya yakın termal alan), bu dağların batısındaki eski yerleşim alanlarından biriydi ve bugün de sıcak su kaynaklarıyla ününü sürdürmektedir.
İlkçağın büyük destansı öykülerinden biri olan Argonotlar serüvenini bize bir bütün olarak Rodoslu Apollonios anlatmıştır. MÖ III. yüzyılda yaşayan Apollonios ünlü bir mitos yazarıdır. Adı ‘hızlı’ anlamına gelen ‘Argo’ gemisi Karadeniz’in Kolkhis ülkesinde ‘Altın Postu’ aramaya giden kahramanlar için yapılmış elli beş kürekli bir gemiymiş.
Samanlı Dağları, eski Yunan mitolojisindeki Hylas efsanesinin geçtiği yer olarak bilinir. Argonotların seferine katılan Hylas, efsaneye göre, Herakles’in (memba arayıcısı) en sevdiği arkadaşlarından biridir. Gemlik Körfezi açıklarında Herakles’in küreği kırılır. Yeni bir kürek yapmak için ağaç bakmaya Samanlı Dağları’na gider. Hylas’ta su bulmak için karaya çıkar. Ancak ormanda kaybolur. Bir söylentiye göre su perileri bu güzel delikanlıya âşık olmuşlar ve onu kaçırmışlar. Buna inanmayan Herakles, Mysialılara Hylas’ı bulmalarını emreder. Ancak bütün çabalar boşa gider. Bu çabaları zamanla bölgede Hylas’ı arama festivaline dönüşür. Bu törenler sırasında halk dağlara çıkar ve Hylas’ı çağırır.
Samanlı Dağları üzerindeki yaylalar:
Sapanca Soğucak Yaylası, Kuzuyayla, Molla Yakup Çayırı, Altıoluk Yaylası, Karaoluk Yaylası, Eskiyayla, Kıranyurt Yaylası, İnönü Yaylası, Çavuş Yaylası, Ercuva Yaylası, Yeşil İmamın yayla, Kayaüstü Yaylası, Papazçayırı, Menekşe Yaylası, Subatar Yaylası, Büyük Alıç Yaylası, Küçük Alıç Yaylası, Büyükdüz…
Metin ve fotoğraflar: İsmail Şahinbaş